Biz de Alptekin’in ödüle giden yolda edindiği bilimsel tecrübesi hakkında kendisi ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi araştırma laboratuvarlarında çalışmaya nasıl başladınız?
Tıp fakültesi 3. sınıfın sonunda yazın bir laboratuvarda staj yapmak istedim. Bunun için yurt dışında bir çok laboratuvara mail attım ama ya deneyimim olmadığı için ya da çoktan laboratuvarların kapasitesinin dolduğuna dair ret cevapları aldım. Daha sonra Türkiye’deki laboratuvarlara baktım ve Koç Üniversitesi’nden Tamer Önder ile konuştum, o da bana neden İBG’den Esra Erdal ile konuşmadığımı sordu. O zamanlar Esra Hoca ve Tamer Hoca beraber bir proje yürütmeye başlamışlardı. Ben aynı kampüste okuduğum İBG gibi bir şanstan tamamen bihaber öyle geziyormuşum yani!! Hemen sonrasında Esra Hoca ile iletişime geçtim ve hemen o yaz onun laboratuvarında staj yapmaya başladım. Esra Hoca en başından beri hep çok sıcakkanlı ve tıp öğrencilerini bilimsel konuda desteklemeye hazır bir öğretim görevlisiydi. Sanırım en başından Esra Hoca ve Erdal laboratuvarın başarılı ve yardımsever bilim insanlarıyla bu yola başlamak, sonrasında daha da çok fark ettiğim en büyük şansım oldu.
Hangi grupta ne kadar süre çalıştınız, hangi çalışmalarda bulundunuz?
Dediğim gibi Erdal laboratuvarda başladım. İlk zamanlar yapılan deneyleri gözlemliyor, sorular soruyor, biraz daha süreci anlamaya çalışıyordum. Daha sonraları yavaş yavaş tek başıma hücre kültürü yapmaya ve daha basit temel rna izolasyonu, izole edilen RNA’dan cDNA elde etme ve sonrasında qPCR kurma gibi deneylere başladım. Esra Hoca’nın önerisiyle Tubitak 2209-A Üniveriste Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Program’ına başvurduk. Bu proje için daha önceden laboratuvarda çalışılmayan bir konu olan senesens ve karaciğer kanser hücreleri diye bir konuya başladım. Tubitak projesi bittikten sonra da bu konuyu çok sevdim. Laboratuvardakilerin de desteğiyle güzel sonuçlar bulduk. Özellikle o zamanlar yüksek lisans öğrencisi olan şimdiki doktora öğrencisi Mustafa Karabiçici ile bu projeyi daha da ileriye götürdük. Hatta şimdi makalesini yazmaya çalışıyoruz.
İBG’de çalışmanın bilimsel gelişiminize nasıl bir katkısı olduğunu düşünüyorsunuz?
Tabii ki her şey ileriye doğru atılan bir adımla başlıyor ama ben bu adımı İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi’nde atmakla ayrı bir şans elde ettim sanırım. Senesens konusuyla ilgilenmeye başladıktan sonra her şey güzel bir sıralamayla geldi. Yaz bittikten sonra okul döneminde de deneylere göre zaman zaman her gün, zaman zaman haftada 3 kez olmak üzere, okuldan çıktığım gibi laboratuvara gidiyordum. Bir süre sonra zaten aile gibi olmuştuk laboratuvarda. Laboratuvar ikinci evimiz olmuştu gerçekten de. Burada kazandığım deneyimle bir sonraki yaz Amerika’da aynı konuda çalışan Judith Campisi’nin laboratuvarında 3 ay çalışma şansına sahip oldum. Oradan dönünce Erdal laboratuvardaki çalışmamızı oradaki deneyimlerimden öğrendim bilgilerle daha da geliştirme şansı budum. Amerika’dan döndükten sonra da Berlin’de Charite Üniveristesi’nde yine aynı şekilde senesens ve kan kanseri üzerine çalışan Clemens Schmitt’in laboratuvarında 6 ay staj yaptım. Her şey domino taşı gibi ardı ardına geldi yani. Güzel bir iş yapıyorsunuz ve sonrasında bu bir çok kapıyı size açabilyor. Tabii bu şansları nasıl değerlendireceğiniz size kalmış.
Biraz da almış olduğunuz Eczacıbaşı ödülünden bahsedelim. Ödüle giden yolda kaç yıllık bilgi birikiminiz var?
3 yıllık yoğun bir laboratuvar ve tıp eğitimi diyebilirim. Laboratuvar ve temel bilime olan ilgi her geçen gün tıp öğrencileri içinde artıyor. Bu benim öğrenciliğimin başından ve şimdi bitirirken gözlemlediğim bir gerçek. Çok güzel bir şey tabii ki, bu konudaki farkındalığın ve ilginin artması. Ne yazık ki bilim ikinci bir meslek olamayacak kadar yoğun ve zor bir alan. Gerçekten bu konuda sürekli okumalı, yaptığınız işi takip etmeli ve o çalışmayan deneyleri ısrarla çalışana kadar optimize etmeniz gerekiyor :D Aynı zamanda tabii ki tutumlu ve bütçe içinde kalmak gerekiyor. Yani anlatmak istediğim, dışarıdan çok güzel görünse de içinde gerçekten çok fazla fedakarlık ve sabır isteyen bir alan. Buna rağmen yolun sonunda elde ettiğiniz bir data ve belki de en sonunda gelen bir bilimsel sonucun size verdiği o gurur ve mutluluk hissi her yorgunluğa değer sanırım.
Yapmış olduğunuz hangi çalışma ile ödüle hak kazandınız?
“Karaciğer Kanserinde Terapi ile İndüklenen Senesensin Kanser Kök Hücre Fenotipine Etkisi” adlı çalışmamızla başvurdum ödüle. Bu proje benim hem çıraklık, hem de kalfalık dönemi eserim sanırım. Ustalık için tabii daha çok çalışmamız gerekiyor. Yani demek istediğim Esra Hoca’nın laboratuvarında başladığım bu küçük çalışma, şimdi tıp fakültesinden mezun olurken benim bilimsel bir makale olarak uluslararası bir dergide basabileceğim bir çalışma haline geldi. Bu tabii ki çok büyük bir gurur, bebeğinizin büyümesini izlemek gibi bir şey. Tabii hiçbir şey yalnız olmuyor. Çalışma süresinde Erdal lab doktora öğrencileri olan Mustafa Karabiçici sonrasında Canan Çeliker ile bu proje üzerine hala çalışıyoruz. Kısaca anlatmak gerekirse, çalışmamızda karaciğer kanserinden(HCC) kök hücre özelliği gösteren ve bu özelliği taşımayan hücreleri ayrımlayıp, birçok kemoterapi protokülünde sıkça kullanılan Doxorubicin ile indükleyip, sonrasında senesens morfolojilerini inceledik. Bu iki hücre grubunda yeniden programlanma ve kök hücre genlerinde artış ve kök hücre özelliği taşımayan hücre grubunun kök hücre fenotipi göstermeye başladığını gösterdik. Bu sonuç daha öncesinde karaciğer kanserinde gösterilmemiş olup, tedavi sürecinde senesens hücrelerinin hedeflenerek bu hasta grubunun daha iyi bir prognos göstermesini umuyoruz.
Şu an çalışmalarınızı nerede sürdürüyorsunuz?
Şu an Heidelberg Üniversitesi’nde internlüğümü yapıyorum ve maalesef sabah 7:30 akşam 17:30 hastanede çalışıyorum. Tabii ki hiç bilmediğiniz bir laboratuvara akşam beşten sonra gidip çalışamıyorsunuz. O nedenle uzmanlığıma başlayana kadar aktif deney yapamayacağım gibi görünüyor şu an için. Ama uzmanlığımda hematoloji/onkoloji uzmanlığı düşünüyorum. Böylece hem klinikte hem de laboratuvarda temel bilim deneylerime devam etmeyi umuyorum. Tabii aktif olarak deney yapamasam da sürekli literatürü takip ediyorum ve Esra Hoca ile Erdal laboratuvarla iletişim içindeyim. Şu an için projemizi uluslarası bir dergide yayımlamak için çalışmalarımız devam ediyor.
Ödülün detaylarına aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz: