Bu özel gün, öğrencilerin ve toplumun geri kalanının genom araştırmalarını öğrenmesi ve kutlaması açısından harika bir fırsat. DNA ile ilgili yapılan araştırmaların hayatımızdaki etkisinin farkındalığına varmak hepimiz için önemli.
Genom araştırmalarının tarihi, Gregor Mendel’in bitki melezleştirme deneylerini açıkladığı 1865 yılına kadar uzanır. 1869 yılında ise Friedrich Miescher hücrenin çekirdeği içinde gözlemlediği ve “nüclein” adını verdiği yapılardan bahsetti, o zamanlar tam olarak bilinmese de bu yapılar basitçe DNA ve ona bağlanan proteinlerden oluşuyordu. 1951 yılında Rosalind Franklin Fotoğraf 51’i oluşturdu; bu fotoğraf DNA’nın sarmal yapısı ile ilgli ipuçları veren ilk görsel oldu. Bu fotoğrafın yardımıyla, 1953 yılında Francis Crick ve James Watson Nature dergisinde yayınladıkları bir makale ile DNA’nın ikili sarmal yapısını bilim dünyasına duyurdular. Bu, hiç süphesiz ki, genom araştırmaları alanının temel dönüm noktası oldu. Marshall Nirenberg, 1961 yılında protein sentezleyen genom kodunu çözmeyi başardı.
Genom çalışmalarını hızlandırarak bilim dünyasını, ve dolayısıyla dünyayı, iyi yönde değiştiren bir başka buluş da 1977’de Frederick Sanger’in bulduğu hızlı DNA Sekanslama Tekniği oldu. Bu gelişmeler o vakite kadar karanlıkta kalan hastalık mekanizmalarının anlaşılmasında kullanılmaları açısından kritik öneme sahipti. Sorumlu DNA bölgesi ilk keşfedilen hastalık Huntington hastalığı oldu. Aynı yıl, 1983’de; belirli DNA bölgelerini kolayca çoğaltmaya yarayan teknik, Polimeraz Zincir Reaksiyonu, bulundu. 1989 yılında, Sistik Fibrosis hastalarının çoğunda, CFTR isimli bir gen içerisinde, normal DNA’da bulunmayan küçük bir DNA değişikliği farkedildi. Bu gelişme, hastalıklara yol açan DNA mutasyonlarının hızla keşfedilmesi sürecinde sadece bir başlangıçtı. 1990 yılında, tümor baskılanmasında çok önemli bir rol alan BRCA1 geni bulundu. Bu tarihten sonra kanser genomiği, tarihin en hızlı gelişen disiplinlerinden biri oldu. Bu önemli araştırmalar, bazı ölümcül hastalıklara karşı tedavi geliştirmekte kullanıldı. Aynı yıl, İnsan Genom Proje’sinin başladığı haberi bütün dünyada büyük bir heyecan yarattı. İnsan hayatını en fazla etkileyen projelerden biri olarak tarif edebileceğimiz bu proje 2003 yılında tamamlandı. Bu sırada, bilim adamları meyve sineği ve fare genom sekanslarını bilim dünyası ile paylaştılar.
Bugün, yeni genom araştırmalarının hızı nefes kesmekte. Biz İBG olarak, bu gelişmelerde yerimizi almak için ve insanların hayat standartı ve beklentilerini artırabilmek için çok çalışıyoruz. İBG ailesi olarak herkesin Dünya DNA Günü’nü kutlarız.