Radyasyon tedavisi, dünya çapında birçok kanser türünün tedavisinde uygulanan en yaygın stratejilerden biridir. Radyoterapi kanser hücrelerini doğrudan, DNA kırılmalarını indükleyerek, veya dolaylı olarak, DNA'ya zarar veren ara maddeler oluşturarak, etkileyebilir. Bununla birlikte, kanser hücreleri radyasyona direnç kazanmanın yollarını geliştirebilirler. Uzun yıllar boyunca araştırmacılar, bu radyo-direncin altında yatan karmaşık moleküler mekanizmaları anlamayı amaçladılar.
İBG Hesaplamalı Sistem Biyolojisi laboratuvarından Dr. Athanasia Pavlopoulou ve doktora öğrencisi Halil İbrahim Toy; İBG’de grup liderleri olan çalışma arkadaşları Doç. Dr. Gökhan Karakülah ve Dr. Hani AlOtaibi ve Thessaly Üniversitesi ve Atina Ulusal Teknik Üniversitesinden araştırma ortakları (DNA Hasarı Labının lideri Professor Georgakilas’in grubu) ile birlikte “yüksek verimli veriler” kullanarak kanser hücrelerinin radyasyona direnç mekanizmalarını çözmek için sistem biyoinformatiği yaklaşımını kullandı.
Elde ettikleri sonuçlar; kanser hücrelerinde radyo-direnç mekanizmalarında görev alan, ve "radyogen" olarak adlandırılan, işlevsel olarak birbirine bağlı 36 önemli gene işaret etti. Araştırmacılar, radyo-hassasiyetten radyo-dirence geçiş sırasında; DNA hasarı tepkisi, oksidatif stres ve hücre ölümünün en önemli biyolojik yolaklar olduğunu gözlemlediler.
Bu "radyogenler"in, klinikte ve özellikle radyasyon tedavisi protokollerinin optimizasyonunda tanısal veya prognostik belirteçler olarak kullanılma potansiyelleri önem teşkil etmekte.
Link: https://www.frontiersin.org/articles/10.3389/fcell.2021.620248/full